11 Mayıs 2009 Pazartesi

21 Yaş


Nasıl geçtin anlamadım. Hakkında bildiğim tek şey beni ziyaret eden en kötü misafir olduğun.


Saçma sapan günler yaşadım seninle.
Hayatımın en sıkıntılı, en sikko, en çer-çöp zamanları seninle geçti.
Depresyonu bile tanıdım sayende. Oysa eskiden eğlendiğim bir kelimeydi benim için.
Zaten harita gibi olan yüzüme, bir çizik daha ekledim. Yeterince çirkin değilmişim gibi. Neyse bu çok önemli bir ayrıntı değil.
Mutlu olduğumu sandığım günler oldu, gerçekten mutlu olduğum günleri de son anda, sen gitmeden alabildim senden. ama ortası çok büyük bir boşluk. O mutsuzluk boşluğunda seninle çok kaldım.
İleride ismimin önünde yer alacak o sıfatı hala belirleyemedim. sen de yardımcı olmadın buna. Hatta geçen seneden kötü durumdayım bu konuda. Sermayem olsa züccaciye dükkanı açacağım anasını satayım.
Senden önce karşı koymayı başardığım sigarayla da, yine seninle tanıştım. Çok kötü kokuyor, bazen öksürtüyor. Hakkaten bulaşmamak lazımmış buna.
Çok yaram vardı. Seninleyken açılan, senden önceden kalan... Çok vardı gerçekten. Kimisininden eser kalmadı, kimisini iyileştirmekle meşgulüm, kimisi ise hayatımın sonuna dek benimle kalacak galiba.

Daha örnekler de var çoğaltılacak. Ama uzatmanın alemi yok sanırım. Görüldüğü üzere bana verdiğin pek bir şey yok. Hatta senden sonra daha kötü oldu, birçok şey... Neyse yine de vermiş olduğun bir parça daha olgunluk ile yetineceğim sanırım.

Selametle...

Hiç yorum yok: