28 Ekim 2011 Cuma

Anlaşılmayan Asimilasyonlarımız



Behzat Ç. : Seni Kalbime Gömdüm, filmini izlerken aklıma geldi. Red Kit, "neden Red Kit?" diye.

Karakterin orijinal adına baktığımızda "Lucky Luke" yani "Şanslı Luke" ismini görüyoruz. Ve bütün dünya da bu karakteri böyle tanıyor. Peki neden Türkiye'de Red Kit? Hikaye şöyle gelişmiş;

Lucky Luke, Türkiye'de Red Kit isminin verilmesinin hikâyesi şöyle; Ferdi Sayışman'ın, daha sonra isim babası olacağı Red Kit ile tanışması 1954-56 arasında rastlıyor. "O zaman Lucky Luke'un maceraları Fransız Spirou dergisinde çıkıyordu. Burada da yayınlamaya karar verince, Türkçe ne isim koyalım, diye düşünmeye başladık. Bir arkadaşın çıkarmak istediği Red Rider (Kızıl Sürücü) diye bir dergi vardı. Ben de Bil Kit diye başka bir derginin kopyasını yapıyordum. Red kısmını Red Rider'dan Kit kısmını da Bil Kit'ten aldık, Red Kit oldu."
(alıntı, wikipedi tr)

İyi de Şanslı Lük'ü madem Türkleştireceğiz, neden İngilizce bir isim buluyoruz? Madem isim Türkçe olmayacak, Türk vatandaşlığına geçmiş Nijeryalı futbolcu gibi neden ismini değiştirirsiniz? Gerçekten mantığını anlayamadığım bir hadise olarak yıllardır zihnimi bulandırmaya devam ediyor.

Çizgi romandan devam edelim. İkinci bombamız, "Kızılmaske"



Yine ismi değişen bir hayali kahraman. Ama burada en azından Türkçe bir isim bulunmuş. Buna da şükür. Gelelim işin saçma kısmına. İsmi "Phantom" yani "hayalet" olan, siyah maske takan ve mor kostüm giyen kahramanımıza neden "Kızıl Maske" gibi alakasız bir isim bulduğumuz. He Türkiye'de çıkan ilk sayılarda kapak resminde kostümün kırmızı olduğunu görüyoruz. Yani kızıl bir maskeyle alakası olmayan Fantom'cuğum mor nefreti yüzünden bu ismi almış.


(Tabi o zamanlar mor giyen erkek, böyle ibnem gibim, puşt gibim bir şey olarak görülüyordu diye düşünmekteyim. He kırmızı kostümle de gazoza ilaç atmış Nuri Alço görüntüsü yok değil.)

E tabi başarılı çalışmalarımız da yok değil bu konuda. Mesela "Temel Reis". "Denizci Popeye" bildiğimiz karadenizli olmuş bu isimle, keza diğer karakterler de Türkçe birer isim almış, "Kabasakal, Safinaz" gibi. Ama burdaki çeviriler hiç rahatsız edici olmamıştır kendi adıma. Bir kez daha tebrik ettim çevirmeni. :*


Bir de son yıllardaki çizgi roman-film uyarlamalarında da şahane çeviriler görmekteyiz. Wolverine gibi karizmatik bir karaktere nasıl "Sansar" dersiniz arkadaş. Birebir bi çeviri düşünsek wolverine sansar değil bi kere. Dağ porsuğu. Burada öyle bir hayvan yok diye kendisine en yakın sansarı gören arkadaşa National Geographic'ten belgesel seti hediye etmeyi düşünüyorum, blogdan biriken parayla.

Her neyse, bu çeviri muhabbetinin üstüne şöyle bir caps yollayayım da bu da benden olsun;


(bir de yakında film çevirileriyle ilgili bi şey yazacam bu da ona "coming soon" capsi olsun.)

Hiç yorum yok: