17 Temmuz 2011 Pazar

Nerede Kalmıştık?

Eskiden yazmayı severdim. Gerçi hala severim, geçmiş zaman eki kullanmaya gerek yok ya neyse. Binlerce kişinin takip ettiği mükemmel bir kalem değilim tabi ki. Yazdıklarımı belki on, belki yirmi kişi takip ediyordur ki bunun bir önemi yok. Hoşuma gider, rahatlatır beni yazmak. Bir çeşit terapi gibi belki.

Sonra öyle bir yoğun çalışma temposuna girdim ki. Değil yazı yazmak, kendime vakit ayırmak yeri geldi mi uyumaya bile vaktim kalmadı. Uzaklaştım mecburen blog sayfamdan.

Bir onbeş gündür rahatım. Sayfayı açıyorum, bir şeyler yazmak istiyorum ama olmuyor. Paslanıyor insan. İstek olsa da güç olmuyor insan da. Ya da aklına bir şey gelmiyor diyelim.

Bugünlerde daha sık bakacağım buraya. Belki aklıma kendimce güzel bir şeyler gelir, yine yazar, içimi döker, rahatlatırım kendimi.

12 Temmuz 2011 Salı

23 Yaş




Kusura bakma. Hakkında yorum yapmak için iki ay geciktim. Ama malum yoğunluk, biliyorsun.

Sanırım uzun süre sonra başıma bela açmayan sendin. Daha da büyüdüm, daha da olgunlaştım seninleyken. Sonunda hep yakındığım şanssızlıkları, uğursuzlukları bir nebze yıktım. Yıllardır yapmak istediğim bir tatili yaptım, üstüne yıllardır yapmak istediğim işte çalışmaya başladım. Zaten o işin yarattığı vakitsizlikler yüzünden bu ritüeli gerçekleştiremedim ya, neyse. Yine bu yoğunluk yüzünden görüşemediğim arkadaşlar, vakit ayıramadığım birçok şey oldu. Hatta kendime bile vakit ayıramadığım vakitler oldu. Neyse ki şu an bir nebze rahatım.

Umarım şu an bana eşlik eden senden de çok uğurlu gelir bana. Ama nankörlük yapmıyorum. Çünkü sen de gayet iyi bir yıldın.

Güle güle.